"Hepimiz birlikte yaşarız, bir diğerimize etki ve tepki
yaparız; ama her zaman ve her koşulda kendi başımızayızdır. Şehitler savaş alanına el ele girerler; tek başlarına çarmıha gerilirler. Birbirlerine sarılmış aşıklar umutsuzca yalıtılmış sevinçlerini tek bir benliküstülük halinde kaynaştırmaya çalışırlar: Boşuna. Doğası gereği her vücut bulmuş
ruh yalnız olarak acı çekmeye ve zevk almaya mahkumdur. Duyular, duygular, iç görüler, hayaller... bütün bunlar
özeldir ve sembollerle ikinci ellerin aracılığı dışında iletilemez. Deneyimler hakkında bilgi biriktirebiliriz, ama deneyimlerin kendilerini biriktiremeyiz. Aileden ulusa her insan grubu bir ada evrenler toplumudur."
Aldous Huxley
Bir süre bu siteye yalnızlığımı akıttım. Yayınlanan bütün yazılar yalnız bir delikanlının her şeyi boşladığı bir sorumsuzluk hâli içinde ve çoğu gecenin bir saatinde, ertesi gün öğlen vakti uyandıktan sonra çapaklı gözlerle üçüncü sigara eşliğinde tekrar okunmak üzere yazıldı. Bu ikinci "yalnız" kelimesini "sâdece" anlamında kullandım. Yâni bunlar sâdece öldürücü sıkılganlığımdan kurtulmak için kendimi verdiğim meşgâlelerdi. Tarihin onlar basamağındaki rakam değişirken bunların eskidiği, geçmişin acemi, heveskâr, atılgan ama geride kalmış tecrübeleri oldukları çok açık. Bu tecrübelere tanıklık edenlere teşekkür ediyorum.